16.06.2014

Bir Dönem Kapanır...



   Kep her yaşta yakışırmış insana,onu öğrendim...İster 5.5 ister 25...ve hıçkıra hıçkıra ağlatırmış gururdan,mutluluktan..Bu kadar duygulandığım,yazarken bile tekrar tekrar aynı duyguları yaşadığım bu fotoğraf,üniversite meznuniyetinden değil,ana okulundan mezun oldu kızım :)
   Allah en mutlu olacağı okullardan mezuniyetini göstersin inşallah.ana okulu mezuniyetinde böyle olduysam o zaman ne hale gelirim bilmiyorum :)
   Gözümüzün önünde sağlıklı ve mutlu bir şekilde büyüdüğünü görmek,izlemek,öyle güzel ve kendini öyle şanslı hissettiriyor ki insana.Buna sahip olamayan anne-babalar geliyor aklıma.O zaman bir kez daha şükrediyorum,o ailelere de üzülerek
   Şükrettiğimiz bir şansımız daha vardı bu yıl.Okulumuz ve öğretmenimiz.Duatepe Anaokulu.Müdüründen tüm çalışanlarına harika bir okul.Sanıyorum bir devlet okulu bundan daha iyi olamaz.Öğretmenimiz Yüksel hanım,kıymetlimiz.Önem sırası olarak öğretmenin okuldan önce geldiğini düşünüyorum ve aynı şansı İlk okulda da yakalayabilmeyi umuyorum.Elimde olsa Yüksel Hanımı klonlardım o ayrı! :)



   Okulun son günü belki hepimizden fazla ağladı.Elinde mendil gözü hep yaşlıydı.Bizim onu bırakmaya niyetimiz yok halbuki,Allah sağlık verdiği  sürece hep görüşeceğiz.


   Bu fotoğraf da 23 Nisan'dan.Harika bir Salsa gösterisi yaptılar sınıfça.Aylar süren emeğin sonucu yine biz anne-babaların mutluluk göz yaşlarıyla sonuçlandı.Mezuniyet günü de çok sevdikleri salsa gösterilerini yaptılar.Arkasından gelen slayt gösterisi salonu hıçkırıklara boğdu.Her şey harikaydı.Yazacak başka bir kelime bulamıyorum.Öğretmenimizin hakkı ödenmez




7.10.2013

İzmir Konak Duatepe Anaokulu

        


       Merhaba...yine çok zaman olmuş yazmayalı...
Yazdığım son yazıdan sonra  Duru Okyanus'un okuluyla ilgili yaşadıklarımızı yazmamışım.Öncelikle onunla başlayayım.Kısa ve öz olarak şöyle
;geçen sene ki iş durumları ve şartlardan iş yerimize yakın bir okula başladı.1 ay kadar gittikten sonra evimizin yakınındaki okula devam etti.1. okul özel,2. okul devlet okulu olduğu için ikisini de tecrübe etmiş olduk.Evet özel okul güzeldi,çocuklara bakımları,ilgileri,yemekleri,temizliği çok güzeldi.Eğitimleriyle ilgili çok fikir sahibi olamadım zira Duru Okyanus hala alışma evresinden kurtulamamıştı.Okuldan alıp bu sene gitmese de olur,nasıl olsa seneye mutlaka gidecek ilkokula hazırlık olacağı için diye düşündük.Ancak çok belli etmese de okula çok alışmış kuzum,huysuzlaştı,agresifleşti.Zaten eve sığamazken hiç sığamaz oldu.1 ay sonra Gaziemir'de evimizin yakınındaki bir devlet okuluna gönderdik.Biraz ilgisiz ve umursamaz personelleriyle yine de Gaziemir'de çok rağbet gören bir okuldu.Eğitiminden ve öğrettiklerinden,sosyal faaliyetlerinden memnun kaldık.Öğretmenimiz tecrübeli,güler yüzlü ve tatlı bir hanımdı.Sabahçı bir sınıfta olmasına rağmen sınıf mevcudu 25 kişiydi.Tabii bu arada sabahçı olunca,bizimkinin uyku düzeni oluştu 1 ay kadar sonra.anca alıştı erken yatıp erken kalkmaya,bu da beni çok mutlu etti,yoksa gece yarılarına kadar oturuyor kesinlikle uyumuyordu.
     Öyle böyle 1 okul yılı geçti ve yaz tatili geldi.Biz de tam o sıralarda evimizi taşıdık,yeniden Küçükyalıya...Yaz tatilinde okul olmadığı için sıkılan minnoşu hergün parka götürerek,arada sırada oyun grubundaki arkadaşlarıyla görüştürerek ve denize götürerek oyaladık...
      Derken okul zamanı geldi ve biz yine yeni bir okul arayışı içine girdik.Hep şu ikilemde kaldım;seneye ilkokula başlayacağı için,gideceği ilkokulun anasınıfına mı gitmeli yoksa yine geçen sene ki gibi bağımsız anaokula mı gitmeli?Evimizin yakınında birkaç tane okul gezdik,tavsiyeleri dinledik,sorduk soruşturduk ve en sonunda Duatepe Anaokuluna karar verdik.

       Tarihi Asansörün orada olan okul eskiden ilkokulmuş.Birkaç yıl önce anaokuluna çevrilmiş.dolayısıyla oldukça büyük ve konferans salonundan,tiyatro sahnesine kadar her tür imkanı olan bir okul.Kocaman ferah bahçesi,bahçesindeki üstü kapalı,etrafı tellerle çevrili,zemini halı döşetilmiş,kilitli kapısı olan bir oyun parkı var.Çocukların güvenliği için her şey düşünülmüş.
      İlgili ve güler yüzlü personeli,temizliği,kendine ait mutfağı ve aşçısıyla her şey harika...
   Buraya kadar her şey çok iyi değil mi?Şimdi daha da iyi bir özelliğini yazacağım.İzmir'de hiç bir devlet okulunda olmayan,''montessori eğitimi'' var bu okulda.Bunun için özel bir sınıfları var.Montessoriye göre dekore edilmiş,montessori oyuncakları bulunan bir sınıf.Tüm sınıflar sırayla orada,haftanın 1 gününü geçirerek eğitimlerine devam ediyorlar.Önümüzdeki günlerde de öğretmenlerimiz montessori eğitimini daha iyi verebilmek için eğitim alacaklar.Zaten sınıf mevcudumuz 10 olduğundan ve öğretmenimiz çok ilgili ve bilgili olduğundan çok memnunduk bir de bu eğitimler sayesinde daha da güzel olacak inşallah
      Bir farklılık daha;normalde devlet anaokullarında yaz okulu programı olmaz.Duatepe anaokulu geçtiğimiz yaz ve önceki yaz,yaz okulu programı yapmış.Biz de önümüzde ki yaz tatilinde bu programa dahil olur muyuz bilmem ama böyle bir imkanın yaratılması çok güzel bence.
      Bu yazı 3-6 yaş çocuğu olan ve anaokulu arayışında olan ebeveynlerin yol göstericisi olabilir umarım.Sormak istediğiniz bir şey olursa yorum kısmına yazabilirsiniz.


Not:resim okulun ilk gününden

24.07.2012

Devlet Ana okulu mu? Özel Kreş mi?


 Merhaba...
   Duru Okyanus artık büyüdü (!) :) 4 ay sonra 4 yaşını bitiriyor kuzucuğum ve artık okula gitmesi gerekli.Bir yerden başlamamız gerekiyor artık.Yalnız başına olmaya,kendi ayakları üzerinde durmaya,hayatın bir köşesinden tutmaya başlaması gerekiyor.Hala biraz anne dili kouşuyor ama kendini öğretmenine ve arkadaşlarına bir şekilde anlatacaktır :) Peki hangi okula gidecek?Devlete mi gitmeli,özele mi?
1) 4+4+4 sisteminin bu yıl ülkemizde başlayacak olmasıyla kafamdaki az olan karışıklığa bir yenisi eklendi! Yeni sistemle çocukların bazıları 5 yaşında başlayacaklar ilkokul 1. sınıfa.Bizi etkilemedi,2 aydan dolayı 1 yıl erken gitmekten kurtuldu.Çocukların erken başlayacak olmalarından dolayı,1. sınıfın müfredatının değişeceği,okuma yazma zorunluluğunun olmayacağı,ana sınıfına benzetileceği gibi duyumlar alıyoruz.Henüz hiç bir şey kesinleşmedi ancak bu durum kesinleşirse,benim bu sene anaokuluna gidecek olan kızım,seneye de gidecek,etti mi 2 sene üst üste benzer ders ve eğitim programı.Sonra da üstüne ilk okul 1. sınıfta yine benzer bir eğitim öğretim programıyla karşılaşınca,sıkılıp,soğur mu okuldan diye çok düşünüyorum açıkçası.Hatta böyle düşününce,amaan bu sene de gitmeyiversin,nasıl olsa küçük daha ve seneye de illa ki gidecek diyorum.İşte tam bu noktada özel kreşlerin haftada 3 günlük olan oyun grubu programları aklımı çeliyor!
2)Evimizin yakınında oldukça iyi duyumlar aldığım bir kolej var.Evi uzak olsa bile,yolu göze alıp çocuklarını gönderen veliler çok memnunlar.Bu bahsettiğim okulun adı Rota Koleji ( Gaziemir'de) eğitim öğretiminin,çocuklara sağladıkları imkanların ve kattıklarının iyi olduğunu düşündürdü,duyduklarım ve gördüklerim.Bir de nedense,Rota kolejine karşı bir sempatim var.Hatta bir ara eşimle,evet evet,kesinlikle Rotaya göndermeliyiz bile dediğimiz oldu.Sonrada şunları konuştuk;anaokuluyla başlayıp,ilkokul ,ortaokul ve liseyi Rota da bitirmesini isteriz ki kızımızda okuluna alıştıktan sonra farklı bir şey istemeyecektir.Tabi iş bu kadar uzun boyutlu olunca,daha derin konulara da girdik.
   Koleje giden çocukların ailelerinin maddi durumları pek belli olmayabilir.Memur bir ailede gönderebilir çocuğunu koleje,bir armatör de.Çocuğun arkadaşlarında görüp,özenip,her hangi bir şeyi istemesine nasıl mani olunabilir ki?bir tanesi belki bir araba parası kadar telefonla gelirken okula,diğeri ailesinin imkanları hangisine yettiyse onunla gelir.Giyim,kuşam,aksesuar ve hatta araba! bu böyle sayılıp gidebilir.İşte arada dağlar kadar fark olursa,çocuğun özgüven kaybını ne geri getirebilir ki! Bu durum artık günümüzde devlet okullrında bile az çok belli bir boyutta yaşanabiliyorken,bir kolejde nasıl yaşanmasın!
 3)Diyeceksiniz ki;sadece maddi farklılık mı?Hayır tabi ki!Ben sırf özel okula göndermiş olmak için koleje göndermek istemiyorum kızımı.Her şeyiyle iyi olduğuna inandığım okula göndermek istiyorum.''Gerçekten iyi'' olan bir koleje göndermedikten sonra,koleje göndermenin hiç bir anlamı yok hatta kötü bile bana göre.Özelleri aratmayan devlet okulları var.İyice araştırıp,velileriyle konuşup,bilgilenmek gerekiyor.Bir de diğer taraftan eğitimde kalite seviyesini iyice düşürmüş kolejler var.Hele ki onlara göndereceğime,kesinlikle devlet okulunu tercih ederim.Bunlara karar vermek için önümüzde henüz zamanımız var.Şartlar neyi gösterir,kızımız karakteristik olarak nereye uygun olur,bunları yaşayıp göreceğiz.Belki Duru Okyanus o zamanlara gelene kadar sistem ve okullarda daha iyi bir hale gelir,yani inşallah 
   
   Gelelim şu anda ne yapacağımıza.Sanırım son karar olarak şunu uygulayacağım;gezip,görüp,öğretmenleriyle konuştuğumuz,beğendiğimiz bir uygulama sınıfı var.Gaziemir İMKB Kız Meslek Lisesi'nin uygulamalı ana sınıfı olarak geçiyor sanırım.Yarım gün ve tam gün programları var.Özbakımlarına yardımcı olacak stajyer ablaları var.Kısacası beğendim,içime sindi.İlk kez bir okula gidecek olan minik kızım için ilk etapta yarım günlük programı uygun gördük öğretmeniyle.Uygulama sınıfına yarım gün olarak başlar,eğer muıtlu olmazsak ailecek,o zaman oradan alır ve özel bir kreşe haftada 3 günlük oyun grubu programına veririz.Şu anda bizim için en iyisi bu olacak gibi görünüyor.En azından kafa karışıklıklarımız,bir şeyleri yaşayarak öğrenmeden,geçemeyecek gibi.bu da bizm için en iyi çözüm sanırım.

     Kuzumuz için en iyisi,en hayırlısı ne ise o olsun...

29.04.2011

İzmir'de Bebek Oyun Grubu

   İzmir'de bebek oyun grubu kurmak amaçlı açtığım bir başlıktan yola çıkarak,bakın neler yaptık ;
   öncelikle İzmir'de yaşayan,Duru Okyanusun akranı olan bebekleri ve annelerini bulmak gerekiyordu ki ben bunu en iyi yerde aradım:Kadınlar Kulübünde tabiki :) ''yok,yok'' olan bu forum sitesinde her tür paylaşımı yapabilir ve binlerce kadının tecrübelerinden faydalabilirsiniz.Şahsen ben çok şey öğrendim.Oyun grubumuzdaki tüm annelerle aynı istek ve düşüncelerde oluşumuz bizi sıkı dostluklara sevk etti.Bu durumdan çok ama çok memnunuz.Düzenli olarak 15 günde 1 görüşüyoruz,oyun gurubu etkinliklerimizi uyguluyoruz ve sonra yoğun bir harala gürele içinde yemek masasına hazırlanmış birbirinden nefis mamaları yiyoruz :))




Çok şanslıyız ki aramızda bir de anaokulu öğretmenimiz var.eğitici ve eğlendirici tüm aktivite ve etkinlikleri çocuklarımıza o yaptırıyor.Hepsiyle tek tek ilgileniyor,gözlemliyor.Her oyun grubu buluşmamızda farklı bir etkinlik hazırlıyor bıdıklara.Biz de elimizden geldiğince katılmaya ve çocuklarımızı da katıltmaya çalışıyoruz.Teşekkürler canım arkadşım,güzel yüreğin ve tüm emeğin için :)
 Pekiii daha önce niye yazmamışım ben oyun gurubumuzu?acaba fırsatım mı olmadı?Fotoğraf yüklemek oldukça zaman aldığı için pc nin başına oturmaya cesaret mi edemedim yoksa? Bilmiyorum... ama bildiğim birşey var ki o da grubumuz kurulalı 1 sene olmuş :) 1 Mayıs 2011 Pazar günü tam 1 yaşını dolduruyor..Benden başka farkeden olduğunu sanmıyorum ama farkettirmek niyetindeyim :)
Resimlerdeki oyun grubu buluşmamız öğretmenimizin evindeydi.O gün maalesef Selin Sudemiz ve anneciği katılamamıştı.1 yıl sonra bşlamış olsam da,bundan hep yazmayı planlıyorum oyun grubu buluşmalarımızı ve bir dahakine Selin Sudemizi ve anneciğini de ekleyeceğim :)
İşte öğretmenimiz ve kızı İklim
 Tuna Yektamız ve anneciği

                                                                             Zeynebimiz
Mertimiz ve anneciği
                                                   Yiğitimiz ve anneciği
Duru Okyanus ve anneciği resim çekiyor :)
Ateşimiz ve anneciği

31.12.2010

Yılbaşı Partimiz

      Selamlar...Ooo..Bakayım..Bayağı olmuş yeni yazı yazmayalı buraya..ama uzun süreden sonra gerçekten çok güzel bir günün hatırasını yazacağım.''Yılbaşı Partimiz''i anlatacağım..26 Aralık 2010 Pazar günü,Joyfull House'ta(Neş'e Erberk Anaokulu) hem çocuklarımıza değişik ve güzel bir gün geçirmek adına,hem de birbirini tanıyan,tanımayan İzmirli annelerin bir arada olup kaynaşması adına,bir parti organize ettim.Anaokulunun müdürü Süleyman Bey,kurucusu Nazlı Hanım,tüm cici öğretmenler,temizlik görevlisinden aşçısına herkes oradaydı,bizim için!Henüz kimse gelmemişken bir kaç kareyi fotoğrafladım burada yayınlayabilmek için.Öyle güzel hazırlanmışlarki...Tekrar teşekkür ediyorum kendilerine,hepsine ayrı ayrı sevgi ve selamlarımı gönderiyorum..
       Bu güzel ikramların hepsi,Joyfull House'un marifetli aşçısı Gülşen Hanım tarafından hazırlanmış.Orada eğitim gören miniklerin eğitimin yanında beslenme açısından da ne kadar şanslı oldukları kanıtlandı.Hepsi enfesti,ellerinize sağlık Gülşen Hanım

         Çocuklar yukarıda sınıfta eğlenirken,annelerde kah yanlarında durdu,kah aşağıda biz anneler için hazırlanmış yerde durdu.Bu yüzden bu fotoğrafı alabilmekte biraz güçlük çektim,hepsini aynı anda aynı yerde bulabildiğimiz ender anlardan..Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim,çok güzel bir gündü.Başka organizasyonlarda görüşmek dileğiyle...


         Yine aşçının elinden nefis ''İzmirli Anneler'' yazılı pastamız...mmm..nam nam nam..çok güzeldi :))

          Pasta kesimi ve alkışlar...:)

               Biraz da yukarıya çıkalım..Bakalım bizim bıdıklar neler yapmış..
            Resimlerden anlaşılacağı üzere Duru Okyanus yine kalem,kağıt,boya vs.. buldu ve tabiki bu fırsatı kaçırmadı..
          A..a..O da ne? Bu sakallı abla da kim? :)) Yabancı değil canım,noel annemiz :) miniklere hediyelerini dağıttı,bizimkinin şaşkın bakışları içinde :))


          Bu güzel anaokulu nerede diye merak ediyorsanız bilgileri aşağıda.Joyfull House benim eskiden beri,bir gün çocuğum olursa mutlaka böyle bir yere göndermeliyim diye hayalini kurudğum bir anaokulu.Düşünün Duru Okyanus doğmadan çok önceden beri var bu hayalim.Nedenini az çok biliyorum.Ben Neş'e Erberk'e çok güveniyorum galiba.Kendisini eskiden beri çok sever ve başarılı bulurum.Bu yüzden onun olan bir yerin kötü olabileceğine hiç ihtimal vermeden,hayallerimin anaokulu yapmışım joyfullu.Her ne kadar partimizde Neş'e Hanımla tanışamasak da,başka bir zaman mutlaka tanışacağımızı düşünüyorum.Sevgiler...
web adresi:http://www.joyfullhousebornova.com/  Buradan tüm adres ve telefon bilgilerine ulaşabilirsiniz.Ayrıca başka merak ettiğiniz konuları da görebilirsiniz.

8.11.2010

Meleğimin 2. Doğum Günü


        İlk yaş doğum günündeki kadar hatta belki daha da fazla heyecanlanacağımı hiç düşünmemiştim ama öyle oldu.Palyaçomuzla,pastamızla,diğer tüm etkinliklerimiz ve organizasyonla her şey çok güzel oldu.
       Kuzumun 2. doğum gününü Nuhun Gemisi Çocuk Oyun Parkı'nda kutladık.Kasımın uğurlu günü 6 sı cumartesiye gelince,tam gününde kutladık ve ben doğum günlerinin gününde kutlanması gerektiğini düşündüğüm için çok mutlu oldum.Duru Okyanusun 10 arkadaşı,onların anne ve babaları,ayrıca aile büyüklerimizin de katılımıyla,unutulmaz bir gün oldu bizim için.
        Gelen,gelemeyen herkese bizi yalnız bırakmadıkları ve birbirinden güzel hediyeler getirdikleri için tekrar teşekkürler.Kızımla doğum günümüzün aynı gün olduğunu hatırlayıp,bana da hediye alan sevdiklerimize ayrıca teşekkürler.
 
        Aşkımmm,bebeğimmm,prensesimmm,papatyamm,herşeyimmm...İyi ki doğdun,iyi ki varsın.En güzel doğum günü hediyem.Bana ve babana en güzel hedisin sen.Seni her şeyden çokkk seviyoruz.Ömrün boyunca çok mutlu ol bitanem

23.09.2010

2 Yaş Sendromu, Çözümler ve Öneriler

Çocuğunuz artık bebeklik döneminden çıktı, büyüdüğünü ve bağımsız hareket edebildiğini görüyorsunuz, artık size uyumlu olabilme ve sözünüzü dinleyebilme zamanı geldiğini düşünüyorsunuz belki ama henüz buna hazır değil çünkü 2 YAŞINDA!!
Bu yaş dönemi anne- babaların çocuk gelişiminde en çok zorlandıkları ve yoruldukları dönemdir. Yemek yemede direnme, uyku uyumak istememe, söz dinlememe, anne-baba-arkadaşa vurma - ne denirse tam tersini yapma, kendisini yerlere fırlatma, kafasını vurma . Bebeklik dönemi sonrasında size uyum sağlamasını beklerken bu inatlaşmalar ya da öfke nöbetleri nereden çıktı demeyin. Çünkü çocuğunuz özerklik döneminde .( 12-36. aylar ) Özerklik dönemi çocuğunuzun kendisini ortaya koyduğu, her şeyin kendisinin olmasını istediği, istediği kıyafeti giymek istediği dönemdir. Bu ısrarlı çabaları sizi ne kadar yorsa , sinirlendirse de tüm bunları bir geçiş dönemi olarak kabul etmek ve bu döneme her şekilde hazırlıklı olmak zorundasınız. Eğer bu dönemdeki abartılı tepkilerinin yaşının bir özelliği olduğunu ve neler yapılması gerektiğini bilirseniz bu dönemi daha rahat bir şekilde atlatabilirsiniz.
Bu dönemde çocuklarınızın özerkliğini engellememeniz gerekiyor, oysaki bir çok anne doğru davranışı göstermek için bu dönemde HAYIR! kelimesini sıklıkla kullanıyor. Bu tip engelleyici davranışlar çocuğun uyumsuzluğunu daha fazla arttırarak gelişimini olumsuz etkilemektedir. Dünyayı, çevresindeki nesneleri , kişileri tanımaya ve keşfetmeye yarayacak tüm yetilere sahip ( yürüyebiliyor, kavrayabiliyor,basit olaylar arasında bağlantı kurabiliyor, koşabiliyor,yemek yiyebiliyor, hatta sorular sorabiliyor) olan çocuğunuz bu enerjiye sahip. Ne kadar çok nesneye dokunursa, ne kadar çok soru sorarsa , kendisini ne kadar çok ortaya koymaya çalışırsa gelişimi o kadar sağlıklı olacaktır. Soru sorması engellenen bir çocuğun ileride kendine güvensiz , içe dönük kişilik özelliklerini göstermesi beklenebilir. Öfkesi engellen bir çocuk ise bu duyguyu zamanla kendisine yönelterek ısırma vb davranışlar gösterebilir. Çocuğunuzun özgür olabileceği alanlar yaratmalı ve kendisini , duygularını tümüyle ortaya koymasına izin vermelisiniz. Onunla inatlaşmayın, çünkü bu inatlaşma ve öfkelenme onun kontrol edebileceği bir düzeyde henüz değil. Kendisinde var olan enerjisini boşaltabilmesi için gün içerisinde bol bol dışarı çıkarın, koşsun,hoplasın, zıplasın, güvenliğini tehdit etmediği sürece istediği her şeye dokunsun, bu onun mutlu olmasına ve gün içinde size daha uyumlu davranmasına neden olacaktır. Eğer yapmasını istemediğiniz bir davranış var ise o zaman kızma, engelleme, cezalandırma gibi davranışlar göstermeyin. Yapacağınız uzun süreli açıklamalar da bu yaş dönemi için pek işe yaramayacak. Yapmanız gereken ilgisini dağıtmak olsun. Dikkatini başka yöne çevirmede yaratıcı bir anne - baba olursanız işiniz daha da kolaylaşacaktır. Bunu sağlamak için onun gözüyle dünyaya bakabilir ve oyunları kullanabilirsiniz. ( örneğin: yemeğini yememek için size direniyorsa bir portakal ya da elmayı komik bir kukla haline getirerek – sevimli bir ismi de olsun – bu kuklaya yemeği yedirmek gibi) Bunda da direnirse ikinci oyunu bulun, ilgi alanlarını keşfedin eğer resim yapmaktan hoşlanan bir çocuğunuz varsa bir tabak, bir çocuk , bir sevdiği yemeği birlikte çizin ve sonrasında bir hikaye oluşturarak olumlu davranışı pekiştirin. Bu onun eğlenmesini sağlayarak dikkatini çekecek ve size olan uyumunu arttıracaktır. Bu tip aktiviteleri onunla yapabilmeniz için yeterli zamanınızın ve sabrınızın da olması gerekiyor, çocukları ile yeterli iletişimi kuramayan, kendisine zaman ayırmayan / ayıramayan , çalışan annelerimizle ( babalarımızla ) çocukları arasında bu dönemde daha fazla çatışmalarla karşılaşabiliyoruz. Bu nedenle annelerimizin – babalarımızın öncelikle kendilerine gün içinde zaman ayırmalarını ( çay zamanları , yürüyüş zamanları, sohbet zamanları , gazete-dergi zamanları ) istiyoruz.
Çocuğunuzu bu dönemde uyumsuz, iyi yetiştirilmemiş ya da kötü bir çocuk olarak asla tanımlamayın. 3 yaş sonrasında size ve koymuş olduğunuz kurallara uyum sağlayabilecek gelişim düzeyine sahip olacaktır. Çocuğunuz büyürken içinde bulunduğu gelişim dönemini çok iyi tanımalısınız, çünkü bazen normal olan davranışlar anne-babalar tarafından problem olarak değerlendirilebiliyor. Bunu ortadan kaldırmak için uzman kişilerden gelişim danışmanlığı alabilirsiniz.



PSİKOLOG EDA GÖKDUMAN


            2 yaş sendromunu fazlaca yaşadığımız son günlerde,kendimi nette bununla ilgili araştırma yapar halde buluyorum,gecenin 3'ünde.Zor günler geçiriyoruz gerçekten.Bir taraftan 3 yaşın çabucak gelmesini istiyorum,bir yandan da bu yaşa bir daha gelmeyeceği için tadını çıkarmak istiyorum ama ne Duru Okyanus ne ben uykusuzluğa dayanıklıyız.Deliksiz gece uykuları hayal gibi geliyor artık ve tabiki düzennn! Hiç bir şeyimizin düzeni yok.Ne uyku saati ne yemek saati diye bir şey var bizde.Zor bir durum tabiki,heleki bu kadar aktif bir çocukla.
          Yukarıdaki yazıyı da bu araştırmam sırasında buldum.doktorumonline.net sitesinden,Eda Gökduman'ın bu makalesini baya ümit verici ve iç açıcı buldum.Bu yazıyı okuyan başkaları içinde faydalı olabileceğini düşünüp paylaşmak istedim.Korkulu 2 yaş ya da erken ergenlik diye de adlandırılan bu dönemi inşallah en çabuk ve en zararsız şekilde atlatırız